SİGORTALILIK BAŞLANGIÇ TARİHİNİN TESPİTİ DAVASI
Stj. Av. Büşra Ulaşır
Sigortalılık süresi, sigortalının uzun vadeli sigorta kollarından olan malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına bağlı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarih ile aylık talebinde bulunduğu tarih arasında geçen süredir. Yani sigortalılığın başlangıcı, kişinin kurum kayıtlarına geçen ilk işe giriş bildirgesindeki yazılı tarihtir.
Sigortalılık başlangıç tarihi sigortalının uzun vadeli sigorta kollarından olan malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları kapsamına girmesini sağlayacak biçimde ilk kez çalışmaya başladığı tarihtir. Sosya Güvenlik Kurumu’na bağlı üç farklı sigorta sistemi vardır. Bunlar 4A (SSK), 4B (BağKur) ve 4C (Emekli Sandığı) olarak bilinmektedir. Sigortalılığın başlangıç tarihi, sigortalılık süresini; dolayısıyla da, sigortalıya aylık bağlanması koşullarını doğrudan etkiler. Bunun için de sigortalılığın ne zaman başladığının doğru şekilde tespit edilmesi gerekmektedir.
İşe giriş bildirgesi ile sigortalının ilk kez çalışmaya başladığı güne ait hizmetin kuruma bildirilmesi farklı eylemlerdir. Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davası, işe giriş bildirgesinin kurum kayıtlarına girmiş olmasına rağmen, ilk kez çalışmaya başladığı tarihe ait hizmetin kuruma bildirilmemesinden doğar. İşte böyle belirsizliklerin giderilerek emeklilik zamanının doğru şekilde tespit edilmebilmesi için, Sigortalılık Başlangıç Tarihinin Tespiti Davası hukuk sistemine dahil edilmiştir.
Sigortalının, sigorta başlangıç tarihinin tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanması talebini aynı davada ileri sürmesi mümkündür.
Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davasının açılabilmesi için, işe giriş bildirgesinin bulunması şarttır. Aksi halde, yine bir günlük hizmet tespit davası açılabilir. Ancak bu dava kanunda öngörülen hak düşürücü süreye tabi olur.
Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davası bir günlük hizmet tespiti davası olarak da adlandırılmakta ve bu nedenle özü itibariyle hizmet tespiti davasının bir türü olarak kabul edilmektedir.
SİGORTALILIK BAŞLANGICININ TESPİTİ DAVASI KİME KARŞI AÇILIR?
Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davasında davacı, adına işe giriş bildirgesi verilen ve bir günlük dahi olsa çalışma iddiasında bulunan kişidir. Davalı kısmında ise Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (Kurum) bulunmaktadır. Bu davada Kurumun yanında işe giriş bildirgesini veren işveren davalı olarak yer almayacaktır.
Sigortalının vefat etmesi durumunda, dul ve yetim aylığına hak kazanmada bazı mirasçılarının hukuki yararı bulunacağından, bu mirasçılar da sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davası açabilir.
DAVA ÖNCESİ KURUMA BAŞVURU ŞARTI
Sigortalılık Başlangıç Tarihinin Tespiti Davası açılmadan önce Kurum’a müracaat edilmiş olması ve müracaata konu istemin reddedilmesi dava şartıdır. Söz konusu istem açıkça reddedilebileceği gibi, 60 gün içinde Kurumca cevap verilmediği takdirde örtülü olarak da reddedilmiş sayılmaktadır.
Ancak Yargıtay 10. Hukuk Dairesi Kuruma başvuru şartını tamamlanabilir dava şartları arasında değerlendirerek içtihadını bu yönde oluşturmuştur. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15.09.2020 tarihli ve 2017/10-2695 E., 2020/587 K. sayılı kararında Kuruma başvuru şartının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115’inci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında tamamlanabilir dava şartı olarak değerlendirilmesi gerektiği, kesin dava şartı olarak kabulünün hatalı olduğu belirtilmiştir.
Bu karar uyarınca, davanın kuruma başvuru yapmadan açılması halinde dava reddedilmemeli, davacı sigortalıya, başvuru şartını yerine getirmesi için süre verilmedir. Bu süre içerisinde başvuru şartı tamamlanırsa davaya devam edilmeli; başvuru şartı tamamlanmazsa, dava usulden reddedilmelidir.
İŞE GİRİŞ BİLDİRGESİNİN BULUNMASI ŞARTI
Bir diğer dava şartı ise sigortalının ilk işe giriş bildirgesinin bulunmasıdır. Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davasında talep konusu, ilk işe giriş bildirgesinin Kurum kayıtlarına geçmiş olmasına rağmen hizmet bildiriminin bulunmaması nedeniyle bildirgenin üzerindeki tarihin sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi istemini içermesi nedeniyle bu davalarda Kurum kayıtlarına geçmiş bir işe giriş bildirgesinin varlığı şarttır.
SİGORTALILIK BAŞLANGIÇ TARİHİNİN TESPİTİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
Hizmet tespit davası için, hizmet süresinin bitiminden itibaren (hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak) 5 yılık hak düşürücü süre öngörülmüş olmasına karşın, sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davası için böyle bir süre öngörülmemiştir.Çünkü bu davanın açılabilmesi için yukarıda da vurgulandığı üzere Kurum kayıtlarına geçmiş işe giriş bildirgesinin varlığı şarttır. Zaten davacı söz konusu ilk işe giriş bildirgesindeki işe başlama tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulünü talep etmektedir. Kurum kayıtlarına geçmiş ilk işe giriş bildirgesinin varlığı nedeniyle bu davalar hak düşürücü süreye uğramadan açılabilecektir.
Hak düşürücü süre, bildirimsiz kalan çalışmalar yönünden öngörülmüştür. Sigortalı çalışmaya ilişkin belgelerden birisinin dahi Kuruma verilmiş olması (işe giriş bildirgesi, kısmi hizmet bildirimi, prim ödemesi) veya Kurumca, fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilmeyecektir.
SİGORTALILIK BAŞLANGIÇ TARİHİNİN İSPATI
Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davası, kamu düzenine ilişkin bir davadır. Bu nedenle resen araştırma ilkesi uygulanır. Davada kanıtlanması gereken şey, çalışmanın varlığıdır. Sigortalının çalışmasının varlığı, fiili bir durum olup, her türlü delille ispatlanabilir. İşyeri kayıt ve belgeleri, müfettiş raporları, ücret bordroları, aynı dönemde sigortalı ile birlikte çalışanların tanıklığı, bunların bulunmaması halinde komşu işyerlerinin tespiti ile burada aynı dönemde çalışmış olanlarının tanıklığı, bu davada kanıt olarak değerlendirilir.
Yargıtay’a göre işyerinde tutulması gerekli dosyalar ile Kurum’daki belge ve kanıtlardan yararlanılmalı, ücret bordroları getirtilmeli, müfettiş raporları olup olmadığı araştırılmalı, aynı dönemde işyerinde çalışanlar saptanmalı, sigortalının hangi işte hangi süre ile çalıştığı açıklanmalı, gerektiğinde komşu işyeri çalışanlarının da bilgilerine başvurularak gerçek çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde kanıtlanmalıdır.
Yine işe giriş bildirgesinin Kurum kayıtlarına geçmiş olması davacının anılan işyerinde çalıştığını kanıtlamaya tek başına yeterli değildir. İşe giriş bildirgesinin Kuruma intikal tarihi, bildirgedeki kimlik bilgilerinin, yaptırılacak grafolojik inceleme sonucuna göre bildirgedeki imza ve varsa fotoğrafın davacıya ait olup olmadığı, bildirge Kuruma teslim edildiğinde davacıya verilen sigorta sicil numarasının hangi yılın serilerinden olduğu ve bu numaranın sigortalının daha sonraki yıllarda gerçekleşen hizmetlerinde kullanılıp kullanılmadığı davanın ispatı yönünden önemli hususlardandır.
Kural, sigorta giriş bildirgesinin kuruma verilmiş olması halinde hak düşürücü sürenin işlemeyeceğidir. Bununla birlikte Yargıtay uygulamasında, aylık sigorta primleri bildirgesi, dört aylık sigorta primleri bordrosu, aylık prim ve hizmet belgesi, muhtasar prim ve hizmet beyannamesi, sigortalı hesap fişi gibi belgeler de giriş bildirgesi hükmünde sayılmaktadır. Yani işveren, işe giriş bildirgesi vermemiş olmakla birlikte, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde sayılan bu belgelerden birisini kuruma vermişse, yine hak düşürücü süreden söz edilemeyecek ve Sigortalılık Başlangıç Tarihinin Tespiti Davası açılabilecektir.
İşverenin, ilgili yönetmelikte sayılan belgelerden birisini vermemiş olmasına rağmen, sigortasız çalıştırma bir müfettiş raporu ile tespit edilmişse, bu tespit de bildirim hükmünde olup, hak düşürücü süreyi ortadan kaldırır.
Yargıtay uygulamalarında, hak düşürücü süreyi ortadan kaldıran son durum ise, blok çalışma halinde kuruma geç bildirim yapılmasıdır. Aksine Yargıtay kararları bulunmakla birlikte, Yargıtay HGK 2017/2177 E, 2019/836 K sy kararında, işçinin işveren nezdinde daha önce çalışmaya başlayıp, kesintisiz çalışmasının sürdüğü daha geç bir dönemde sigortasının yapılmış olması halinde, hizmet tespit davası için hak düşürücü sürenin işlemeyeceğini kabul etmiştir. Bu karar, belli bir süre çalıştıktan sonra sigorta girişi yapılmış olan kişilerin de, çalışmanın kesintisiz olması halinde, her zaman işbu davayı açmasına olanak tanımaktadır.
SİGORTALILIK BAŞLANGIÇ TARİHİNİN TESPİTİ DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
Sigortalılık Başlangıç Tarihinin Tespiti Davalarının incelenmesinde görevli mahkeme İş Mahkemeleridir. İşbu dava, Kurum Başkanlığı şubesinin veya merkezinin bulunduğu bütün yerlerdeki mahkemelerde görülebilmektedir. Yani sigortalı, ikamet ettiği, hizmet gösterdiği veyahut emekliye ayrılmak istediği yerde dava açabilmektedir.
SİGORTALILIK BAŞLANGIÇ TARİHİNİN TESPİTİ DAVASI VE HİZMET TESPİTİ DAVASI ARASINDAKİ FARKLAR
Bu davada, bir günlük hizmetin tespiti mümkün olup, hizmet tespit davası olarak bilinen, prim gün sayısının tamamlanması davası ile bazı bakımlardan farklılık arz eder.
Hizmet tespiti davasında bahsi geçen çalışmalar işverence Kurum’a bildirilmeyen veya Kurumca tespit edilemeyen kısa veya uzun olması fark etmeksizin belli bir döneme ilişkin çalışmalardır. Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davasında ise sadece ilk işe giriş bildirgesinin üzerinde yazılı olan çalışmaya başlama tarihi yani bir günlük çalışmanın başlangıç tarihi olarak tespiti talep edilmektedir.
Hizmet tespiti davasında işveren davalı, Kurum ise feri müdahil olarak yer almaktayken, Sigortalılık Başlangıç Tarihinin Tespiti Davasında yalnızca Kurum’un davalı olarak bulunması yeterlidir.
Hizmet tespit davası için, hizmet süresinin bitiminden itibaren 5 yılık hak düşürücü süre (hizmetin sona ermesinden itibaren 5 yıl) öngörülmüş olmasına karşın, sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davasında ise, SGK’ya işe giriş bildiriminde bulunulmuş olacağından, hak düşürücü süre işlemez. İşveren tarafından işe giriş bildirgesi verilmişse, bu dava her zaman açılabilir.
Ayrıca Sigortalılık Başlangıç Tarihinin Tespiti Davasında Kurum’a başvurulmuş olması dava şartıyken, hizmet tespiti davasında böyle bir şart bulunmamaktadır. Son olarak belirtmek gerekir ki yürütülmekte olan bir hizmet tespiti davasına, Sigortalılık Başlangıç Tarihinin Tespiti Davası olarak devam edilmesi mümkündür. Yani Sigortalı hizmet tespiti olarak açtığı davayı yargılama aşamasında ıslah müessesesinden yararlanarak sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti olarak her zaman düzeltebilir. Bu aşamada davacı veya vekilinin açık beyanının veya imzasının alınması yeterlidir.
5510 sayılı Kanun 86/9'da yer verilen açık hüküm gereğince hizmet tespit davalarının incelenmesinde görevli mahkeme İş Mahkemeleridir. İş mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Sigortalılık Başlangıç Tarihinin Tespiti Davalarının incelenmesinde görevli mahkeme yine İş Mahkemeleridir.